16 Şubat 2012 Perşembe

Röportaj | Adem Sarı

 
- Öncelikle seni tanıyalım. Nerede doğdun, futbola nasıl başladın, hangi bölgede en iyi performansı sergilediğini düşünüyorsun?
 
09.05.1985 Almanya doğumluyum. Ailem ve bütün çevrem, Almanya'da ikamet etmekte. 3-4 yıl önce Eskişehirspor'a transfer olarak, Türkiye'ye geldim. Futbola 5 yaşında Almanya'da, yaşadığımız şehir takımının altyapısına, abim Ömer Sarı'nın beni kayıt ettirmesiyle başladım. 5 yaşından itibaren, futbol oynamaktayım. En iyi performansımı, forvet arkası, serbest forvet olarak sergilediğimi düşünüyorum. Fakat aynı zamanda yıllarca tek forvet ve hatta orta sahada da görev aldım.
 
- Şanlıurfaspor'a devre arasında geldin. İlk yarıyı Kartalspor'da geçirmiştin. Bank Asya ve 2. Lig arasında ciddi farklar var mı?
 
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Süper Lig'le Bank Asya arasında çok fark olduğu gibi, Bank Asya ve 2. Lig arasında çok fark var. Türkiye'de ne yazık ki alt liglere indikçe, futbol oynamaktan uzaklaşan bir zihniyete yaklaşılıyor. Sadece ikili mücadele, koşmak, vurmak ve genelde oyun kurmak yerine oyun bozmaya yönelik futbol oynanıyor.
 
- Eskişehirspor'da iyi bir performans sergiliyordun. Hatta hala unutulmayan bir Fenerbahçe maçı var, 2 gol atmıştın. Ayrılık sebebi neydi?
 
Evet, Eskişehirspor'da çok iyi bir performansım vardı. Eskişehir taraftarı da beni çok seviyordu. Bu gollerin hepsini Rıza Çalımbay hocamızken atmıştım. Kendisi sağolsun bana çok güvenen ve beni çok seven bir hocaydı. Zaten kendisi beni Almanya'dan transfer etmişti. Rıza hocamın takımdan ayrılıp, Bülent Uygun'un takımın başına gelmesiyle, benim Eskişehirspor'da önüm kapatıldı. Detaylara fazla girmek istemiyorum bu konuda.
 
- Bir dönem adın Galatasaray'la da anılmıştı. Bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misin?
 
Evet, Süper Lig'de 10 gol atıp, o sezon Eskişehirspor'un gol kralı olduğumda, o zaman ki menajerim Ahmet Bulut ve birkaç Galatasaray yöneticisiyle İstanbul'da görüşmelerimiz olmuştu. Ancak ben menajerime Eskişehir'de çok mutlu oldugumu, şehri ve taraftarı çok benimsediğimi ve buradan ayrılmayı düşünmediğimi söyledim. Hatta, Kanaltürk TV canlı yayınına bağlandığımda, hangi büyük takımda oynamak istersin sorusuna, ben zaten Türkiye'nin en büyük takımında oynuyorum cevabını verip, bana güvenen ve beni seven takıma ne kadar sadık olduğumu göstermiştim. Çünkü Eskişehirspor'da daha büyük bir çıkış yapacağıma inanıyordum.
 
- Yeniden bugüne dönelim. Şanlıurfaspor, şampiyonluğun en büyük adaylarından biri ama Beyaz Grup'taki mücadele inanılmaz. 7-8 takım şampiyonluğa oynuyor. Sence sizi en çok zorlayacak rakip kim olacak?
 
Bizi en çok zorlayacak olan rakip, kendimiz oluruz ancak. Takımımız çok üst düzey, kariyerli oyunculardan oluşan bir takım. Sadece biraz daha taraftar desteğine ihtiyacımız var. Stadımızın full dolmasının, bizi daha çok motive edeceğine inanıyorum çünkü her maç bir final artık.
 
- Birlikte oynamaktan en keyif aldığın futbolcular kimler?
 
Sezer Öztürk, Ümit Karan, El Saka ve Souleymane Youla.
 
- Peki çekindiğin defans oyuncuları?
 
Çekindiğim herhangi bir defans oyuncusu yok ama oynadığım en sert defans oyuncusu Lugano'ydu.
 
- İlerisi için hedeflerin neler?
 
Hedefim, Şanlıurfaspor gibi, Bank Asya 1. Lig'e hasret kalmış bir peygamberler şehrinde şampiyonluk yaşamak ve buradaki beklentileri karşılamak. İnşallah tekrar Süper Lig'e çıkıp, orada tekrar gollerime kaldığım yerden devam etmek. Bu, Şanlıurfaspor'la da olabilir, neden olmasın.
 
- Bize zaman ayırdığın için çok teşekkür ederiz, başarılar.
 
Ben teşekkür ederim.

1 yorum: