- Kaptan önce seni biraz tanıyalım, nerede doğdunuz? Anne-babanız ne iş yapıyordu?
- Öncelikle bana kaptan diye hitap ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu benim için büyük bir onur! Ben 18 Ocak 1985 tarihinde, 3 çocuklu bir ailenin 10 yıl aradan
sonra dünyaya gelmiş en son çocuğu olarak Fethiye’ de doğmuşum. Annem
ev hanımı, babam Öğretmen.
- Futbola başlamanız nasıl oldu?
- Biraz klasik olucak ama, ben galiba futbolcu doğmuşum. Ukalalık olarak
algılamayın da; ben doğmadan ismim bir futbolcu ismi olarak abim
tarafından belirlenmişti. Bildiğim bütün oyuncaklarım hep futbol topu vs
idi. Abim ve babam kendi hayatlarında gerçekleştiremedikleri
hayallerini benimle yaşayabilmek için belki ben doğmadan beni futbolcu
yapmaya karar vermişlerdi. Bu yüzden daha okula başlamadan benim futbol
ve Fethiyespor maceram başlamıştı.
- Türk sporunun kanayan yarası olan, okulmu-spormu ikilemini yaşadınız mı?
- Benim ve ailemin en büyük sıkıntılarından birisi budur. Okul konusu
benim yumuşak karnımdır. Gerçekten ülkemizde sporu özellikle futbolu ve
okulu birlikte devam ettirebilmek neredeyse imkansız. Benim ailem
eğitimci bir aile onlara üniversite bitirme sözüm var; ve hala sözümün
arkasındayım. Bu yüzden Gazi Üniversitesi Spor Akademisinde kaydım devam
ediyor, ama Profesyonel futbol hayatımı devam ettirebilmek adına
eğitimime ara vermiş durumdayım.
- İlk Profesyonel maçınız ve ilk golünüzde hissettikleriniz? Sizi keşfeden hocanız?
- İlk profesyonel maçım Eski adı Gençlerbirliği Asaş Spor, şimdiki adı
Hacettepe olan kulüple; Tarım Kredi Spor’a karşıydı. Gençlerbirliği
altyapısında ve yaş guplarında, paf liginde şampiyonluklar yaşayan bir
grupla zorluk seviyesi yüksek maçlar oynamıştım ama profesyonelliğe adım
attığım maç bu maçtı; bende yeri özeldir.
Ben oynadığım mevkiim gereği çok gol atan bir futbolcu değilimdir. Zaten
gol atmaktan çok attırmak bana zevk verir.Profesyonel ilk gölümü
Hacettepe takımıyla Türkiye kupası maçında Yozgat Spora karşı atmıştım.
Yine uzaktan bir vuruştu, 30 metre civarında bir mesafeden takım
arkadaşlarımı ve beni çok mutlu eden bir gol olmuştu hiç unutamam!
Hocalarımla aram genelde hep çok iyi olmuştur, isim vermek adını
sayamadığım insanlara saygısızlık olabilir ama Fethiyesporda Ali Abbak,
Eftal Berk hocam; bölge maçlarında beni izleyip Gençlerbirliğine götüren
Abdullah Tanyolaç ve Sedat Muratlı hocam, Gençlerbirliğindeyken Metin
Diyadin, Erkan Sözeri hocam ve alt yapıda bizlere verdiği destekle Ersun
Yanal hocam benim futbol hayatımda özel insanlar olmuşlardır.
- Oynadığınız takımlarda farklı mevkilerde oynatıldığınız oldu mu? Kendinizi en verimli hissettiğiniz mevkii neresidir?
- Tabiki oldu. Futboldan az çok anlayan bir oyuncu olarak (!) gerek
hocalarım gerekse maçın durumuna göre kendim farklı mevkilerde
oynayabiliyorum. Benim ilk futbola başladığımdaki mevkiim forvet arkası
10 numara pozisyonu gibiydi. Fakat Gençlerbirliği’ ne transfer olduktan
sonra oradaki Ersun Yanal hocamızın ekolünde çabukluğumdan dolayı benden
ön libero yarattılar. Benim şu anda en faydalı olduğum ve kendimi en
iyi hissettiğim yer ön libero pozisyonudur. Fakat dönem dönem, takımımın
ihtiyaçlarına göre orta sahanın her yerinde ve kanatlarda da oynadığım
oluyor.
- Yaşadığınız en ciddi sakatlık neydi? Bu dönemde oynadığınız kulüp ve taraftarın yaklaşımı nasıldı?
- Hayatımdaki en büyük talihsizliğim Gençlerbirliğinde çok başarılı giden
ve Süper lige çıkmak üzere olan G.B. Oftaş takımının kadrosundayken
yaşadığım sakatlıktı. Diz kemiğimde ki büyüme dolayısıyla ağrılarım
dayanılmaz olmuştu ve devre arasında operasyon geçirmek zorunda
kalmıştım.Kariyerimin sekteye uğramasına neden olan çok önemli bir
operasyondu. O dönemi hatırlamak bile istemiyorum. Çok emek verdiğim
takımımdan ayrı kalmak ve şu an Türk futbolunda önemli yere sahip
arkadaşlarımla ( Gökhan Gönül, İlhan Eker, Giray Kaçar, Orhan Şam…)
şampiyonuk ve süper lige çıkmak başarısına ortak olamamak beni üzmüştü.
Ama bu kariyerim için olumsuz durum; benim profesyonel Fethiye spor
maceramın başlamasına ve büyük Fethiye taraftarının önünde futbol
oyamama vesile oldu. O dönemde belki Fethiye Spor camiasının ve Fethiye
halkının ve ailemin verdiği destek sayesinde sakatlığımı atlatarak
tekrar futbola döndüm, bu günlere geldim.
- Birlikte oynadığın en yetenekli oyuncular ve yeteneğine rağmen hakettiği yere gelemediğini düşündüğünüz oyuncular kimlerdir?
- Birlikte oynadığım en beğendiğim yetenekli oyuncu şu anda Gazi Antep
Belediye takımında oynayan Eren Özen’dir. Bence hakettiği yere gelemeyen
futbolculardandır. Türk futbolu bir dönem Fethiye Sporda da oynayan
özel meziyetleri olan Zafer Çil’i de tanıyacaktı; fakat Hacettepe’ de
birlikte oynarken Ordu Spor maçında ayağı kırılınca tekrar
toparlayamadı. Futbol hayatımda; alt yapılarda çok başarılı çok
yetenekli olup talihsizlikler ve yeterli destek verilmemesinden dolayı
kaybolan birçok genç insan tanıdım.
- Beyhan hocanın gelişiyle, ciddi bir çıkış yakaladık. ilk
11′de oynayan oyuncuların büyük çoğunluğun da yeni transferlerden
ziyade, ilk yarıda kadromuzda olan oyuncular olduğunu göz önüne alarak,
bu çıkışın sebebi sizce nedir?
- Bence biz artık tam bir takım olduk diyebilirim. Hocamızın bize
katılması da artı motivasyon oldu diye düşünüyorum. İyi ve uyumlu bir
ekibimiz var. Bu başarı da son yıllarda idarecilerimizin doğruları
yapmasının payı da çok büyük. Başarılı kadroyu bozmadan doğru
takviyelerle ve bizlere uygun imkanlar sağlayarak futbolumuzu oynamaya
ve çalışmaya fırsat sunmaları doğal olarak başarıyı beraberinde getirdi.
- Fethiyespor taraftarının da bu sene içerde dışarıda size
sahip çıktığını görüyoruz. Taraftarın, rakip taraftarla ‘atışmak’
yerine, centilmence sadece sizi desteklemesinin, bu çıkışa bir katkısı
olduğunu düşünüyor musunuz?
- Kesinlikle. Zaten Fethiye sporun en büyük şansı tutkulu büyük
taraftarıdır. İyi biliyorum çünkü bende onlardan biriyim. Fethiye spor
maçları izleyerek büyüdüm. Bana göre alt liglerde bizim taraftarımız
kadar başarıyı hak eden, centilmen, takımına sahip çıkan, gönülden bağlı
taraftar grubu yoktur. Şehrimizin takımına desteği Fethiye Sporu çok
iyi yerlere getirecektir diye düşünüyorum.
- Özellikle deplasmanda, hiç taraftarınızın olmadığı bir maçla,
20 kişi dahi olsa taraftarın olduğu bir maç arasında, sahadaki oyuncu
açısından nasıl bir fark oluyor?
- Futbolcu sevilmek, takdir edilmek ister. Aslında her meslek, her insan
alkışlanınca, desteklenince başarısı artar motive olur. Bizlerde hele
hele deplasmanlarda kilometrelerce uzakta bizim için onca yol gelen
taraftarımızı görünce çok mutlu oluyoruz, performansımız artıyor onlarla
övünüyoruz. Rakip takım oyuncuları bile bize gıpta ediyorlar.
- 2. devreyle başlayan bir ‘Centilmenlig’ projesi var, 6.
haftadayız ve lideriz. Oyuncular olarak ‘centilmenlig’le ilgili
düşünceniz nedir?
- Centilmenlig uygulaması, saha içinde, özellikle ‘gereksiz’ kart görmemek adına bir motivasyon sağlıyor mu size?
Tabi ki bir motivasyon sağlıyor. Saha içinde ve dışında centilmen
davranışlar sergilemek her insan için önemli bir erdemdir. Ama futbol
sert bir oyundur; sırf centilmen olmak veya kart görmemek için, projeden
para gelsin diye kendimin ve başarıya giden yolda, takım arkadaşlarımın
mücadele gücünün düşmesini de istemem. Rakibe yada bir insana sert
davranılmasını tasvip etmem ama şampiyon olmak ve Fethiye halkına
başarılar yaşatmak adına saha içerisinde biraz agresif olmamız
gerektiğini düşünüyorum. Taraftarımız zaten çok centilmendir, ben
onların Centilmenlig de ilk sıraya yerleşeceklerinden adım gibi eminim!
- Futbola başlarken ki ideallerinizi ne ölçüde gerçekleştirebildiniz?
- Maalesef bu sorunuza, ” evet ideallerimi gerçekleştirdim ” cevabını
veremiyorum. Benim ve beni destekleyen insanların hayalleri çok büyüktü.
En azından Süper ligde Fethiye’ li bir futbolcu olarak yer almayı çok
isterdim. Bunu gerçekleştirebilecek meziyetlere de sahip olduğumu
düşünüyorum. Maalesef elime geçirdiğim fırsatları birtakım
talihsizlikler nedeniyle değerlendiremedim. Fakat umutsuz değilim,
kalsik futbolcu cümlesini söylemeden geçmiyeyim; ” önümüzdeki maçlara
bakacağız!” )
- Son olarak, taraftarımıza vermek istediğiniz mesajları alabiliriz.
- Fethiye Sporun “Apaçi Selçuğu”
olarak taraftarlarımızın desteğinin artarak devam etmesini istiyorum.
Taraftarımızdan ve tüm Fethiyelilerden; daha üst liglerde oynayan
şampiyonluklara abone olmuş bir Fethiye Spor Takımını 30-40 bin kişinin
doldurduğu stadımızda (Kapasitesi arttırılınca yada yeni bir stad
yapılınca ki bence hemen yapılmalı…) izlemek ve alkışlamak hayalime
ortak olmalarını istiyorum. Bence bu şehir ve bu taraftar herşeyin en
güzeline layıktır!!!
- Zaman ayırdığınız için www.fethiyespor1933.com olarak teşekkür ederiz.
- Bana bu fırsatı verdiğiniz için ben size teşekkür ederim!
Kaynak: http://www.fethiyespor1933.com/fethiyenin-cocugu-buyuk-kaptan-apaci-selcuk/
Röportaj için Şenol Özçakıcı'ya teşekkürler.